Japon dili ve kulturu temel egitimi nisan sonunda bitti. Sertifika toreninde hepimiz tek tek kursuye cikip 3`er dakikalik japonca konusma yaptik. Senseiler cok duygulandi hatta aralarinda aglayanlar bile oldu. Japonlar gercekten cok duygusal insanlar!
Bu donem bitince bircok trainee japon ailelerin yayina yerlesti. Artik merkezde 15 kisi kadariz. Hemen hergun farkli tarla ve bahcelere gitmeye basladik. 8.30 - 16.30 calisiyoruz. Simdiye kadar patates, brokoli, sunny lettuce, marul, kabak, biber, domates, taro, tatli patates, lahana ektik. Ayrica serada bamya, tatli misir, kabak cekirdegi, soya fasulyesi, yesil fasulye ve salatalik tohumlari ektik. Boylelikle bir sebzenin yetistirilmesinde A`dan Z`ye butun asamalari gormus oluyoruz. Tarlada calisirken gunumu gun eden sey ugur bocekleri oluyor. Kimyasal madde kullanilmadigindan heryer ugur bocegi kayniyor. Kendimizi de farkli kulturlerden uc uc boceklerine benzetiyorum. Tarlada calisirken surekli farkli dillerden melodiler yukseliyor, bazen hep bir agizdan bir ulkenin milli marsini mirildaniyoruz.
Tarim faaliyetleri arasinda pirinc dogal olarak en onemli olanlardan biri. Ilk olarak pirinc tohum ayiklamasini gorduk, sonra nursery bedlere tohumlari ektik. 20 gun kadar bekledikten sonra tarlaya transplantasyonunu gerceklestirdik. Ilk ekim pirinc festivaline denk geldi. Coluk cocuk, genc yasli bircok japonla beraber tarlaya girdik. Pirinc belli bir sicaklikta kalmasi gerektiginden tarlalara su basiliyor. Kimyasal kullanilmadigi icin tarla kurbaga ve bocek kayniyordu. Ciplak ayakla bilegimize kadar sulu camurun icinde pirinc ekmek cidden farkli bir deneyimdi. Ilk basta oldukca yadirgadim ama sonra alistim. Cocuklarin kurbaga avini izlemek cok eglenceliydi. Zavalli kurbagalarin rahati bozuldu J
Gectigimiz haftalarda Japonya`nin en onemli bayrami – golden week – vardi. Bu tatil 4 mayis cocuk bayramiyla birlesiyor. Bu sebeple heryerde koinobori adli, bolluk bereket simgesi olan ucan bez baliklar asili. Tatil nedeniyle bizleri 3 gunlugune japon ailelerin yanina gonderdiler. Filipinli bir arkadasla Ichinomiya adli bir sehre gittik. Bizi cok iyi agirladilar. Once Sushi restoranina gittik . kaiten denen donen bantta birbirinden lezzetli sushiler yedik. Bir an masadan hic kalkmamak, patlayana kadar yemek istedim. Tabi her guzel seyin bir sonu var!
Daha sonra Gifu adli bir bolgede Oshiro – samurai satosuna ciktik. Sato yaklasik bin yillik. Ormanlik buyuk bir dagin tam tepesinde ve sehre 360 derece hakim. Icini muze yapmislar. O doneme ait, savas aletleri, tablolar ve heykeller vardi. Ertesi gun ise, river side festivale katilip Oisca standindaki organic urunlerin satisina destek olduk. Burada free market denen bir yapi var. Ayin belirli gunlerinde ve festivallerde onceden belirlenen bir alanda isteyen herkes 2. el urunlerini satiyor. Ivir zivir ne varsa cok ucuza bulmak mumkun. Animasyon ciddi bir pazar oldugundan maskot cesitliligi inanilmaz. Ormanin ruhu Tottoro maskotunu gorunce dayanamayip aldim. Filmini Istanbul film festivalinde izlemistim. Gordugum en sevimli cizgi karakterlerden biri; tostoparlak, tuylu bir yaratik ve ziplayarak hareket ediyor.
Tatilin son gunu Otera ( Budist tapinagi ) ve Jinja ( Shinto tapinagi ) ziyaret ettik. Budist tapinagindaki tasin uzerinde genclik iksiri olarak su ogutler yaziliydi:
1. Daima gulumse
2. Hergun yeni seyler ogren
3. Yeni arkadaslar edin
4. Bol seyahat et
5. Hergun oku ve yaz
Japonlarin neden bu kadar seyahat ettikleri simdi daha iyi anlasiliyor! Kulturleriyle ilgili baska bir ayrinti; osoba denen eristeyi ve corbalari agizlarini acaip derecede hopurdeterek icmeleri. Bu, yemegin lezzetinin gostergesiymis. Insanin kulaklarina pamuk tikayasi geliyor, o derece yani! Ayrica heryerde pachinko ( oyun makineleri olan salonlar ) var. Icerisi muthis gurultulu ve sigara dumaniyla kapli olmasina ragmen 70 yasindaki dedeler-nineler kumar makinelerinin basinda kendilerinden geciyorlar. Cocuklar ise gameboylarin esiri olmus. Gercek dunyayla baglantilari biraz kopuk. Gerci yesil alan ve ilgili aktiviteler cok cok fazla, bu sekilde dengeyi korumaya calisiyorlar sanirim. Tatil sonrasi yogun calisma donemine geri donduk. Bu kadar calisinca tatilin tadi bir baska oluyor.
Gectigimiz haftasonu ise Fuji dagina agac dikmeye gittik. 200 kadar OISCA uyesi Fuji eteklerinde 5 farkli cesit binlerce agac ektik ve geyiklerden korumak icin fidanlarin etrafini plastik korumalarla cevreledik. Donuste Sato bolgesinde tarihi bir koy ziyaret ettik. Erkekler samurai kiyafeti, kadinlarsa kimono giyip bir sureligine de olsa eski zamanlarin havasini yasamis olduk.
Friday, 22 May 2009
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment